“MEZUNİYET ELBİSESİ”

alışverişkız

Üniversiteden mezun olma zamanı gelmişti. Tabii uzuuun uzun yıllar geçti mezuniyetimin üzerinden… Yıl vermiyorum ki yaşım çıkmasın ortaya, şşşt çaktırmayın!

Neyse, bir yandan mezuniyet hazırlıkları, telaş, heyecan, sevinç, üzüntü hepsi bir arada… Karmakarışık bir dönemdeyim. Okulu özleyeceğim, diploma alacağım için sevinçliyim, acaba iş bulabilecek miyim diye de kaygılandığım bir dönemdeydim… Aklımda bin bir soru tabii ama asıl önemli konu “mezuniyet elbisesi”, muhteşem olmalıydı ! Eee ne de olsa bir kere mezun oluyordum!

Başarıyla mezun olmuştum, 4 yıl boyunca ne sene uzatmıştım ne de alttan ders bırakıp bütünlemeye kalmıştım. Her yıl tüm sınavları zamanında verip, tam zamanında da mezun olmuştum! Annem ve babam gurur duyuyorlardı benimle! Her şey hakkımdı o saatten sonra onlar için!

Annemin ve babamın bana okul zamanı koydukları harcama limitlerinin kalktığı en güzel an! Mezuniyet elbisesi, ayakkabı, çanta, saç, makyaj hiç bir harcamada limit olmayacaktı! Nasıl hayal ediyorsam her şey öyle olacaktı… Oldu da, saolsunlar her şeyi istediğim gibi yaptılar, rüya gibiydi!  Kısıtlı bütçelerini bayaa bir zorlamıştım mezuniyet gecem için ama moralimi bozacak tek bir sözcükte duymamıştım ağızlarından…

Neyse, konuyu “müşteri memnuniyeti”yle ilgili bir yerlere bağlayacağım ama çenem düştü yine değil mi!!! Hahh en son elbise avına çıkmıştım, orda kalmıştık.

Ankara-Kocaeli-İstanbul (Bermuda Şeytan Üçgeni gibi bir şey oldu bu da yaa neyse) hattında ben yavaş yavaş elibise bakınmaya başladım… Ankara’da üniversiteden, yurttan kızlarla fırsat buldukça mezuniyet elbisesi için gezer olmuştuk son dönemlerimizde ama tabii ben kabarık kabarık kıyafetleri çok sevmediğim için bulamamıştım kalbime göre bir gece elbisesi…

O dönem, bir kaç günlüğüne Kocaeli’ye geldim, yurttaki eşyalarımı da yavaştan boşatltmam gerekiyordu çünkü! Bir yandan da elbise için İzmit çarşıdaki dükkanları talan etme planım var. Tabii vakit kısıtlı, iki günlüğüne gelmişim… Biz sabahtan annemle çarşıya çıktık, dükkanlardan birinin vitrininde bir elbise gördüm, hoş, güzel, bakmaya değer buldum…

Tam içeri gireceğiz dükkanın kapısından, kızın biri “Durun durun durun, girmeyin! Yerleri şimdi sildim, kurusun ondan sonra gelin, ayak izi kalıyor…!” dedi! Annemle ben affallamış bir şekilde menuniyetsiz satış elemanının, nemrut suratına bakakaldık ! Gidin, yerler kuruduktan sonra gelin de ne demekti yahu !!!

Aklımdan da, acaba senin iş verenin müşteriye böyle yaptığını biliyor mu? Görse ne derdi acaba sana? diye geçiriyorum!  Annem, bir daha o dükkandan alış-veriş yapmamaya yemin etti! Yerler kurusa da gelmeyiz artık dedi! Hala o dükkanın önünden geçerken bu gün bile aklımdadır söyledikleri…

Yıllardır dükkanın ne ismi değişti, ne de sahibi ama benim için o dükkanın ismi kirlendi! Kapısından bile girmem asla! Bu yaşananların üzerinden uzun uzun yıllar geçmesine ve çalışan elemanların değişmesine rağmen asla gitmeyeceğim… Dün önünden geçtim yine o dükkanın. Tabelasına bakıp, o kızın bize o gün yaptıkları geldi aklıma yine!

Ne olurdu sanki, içeri buyur etse, ben yerleri tekrar silerim, önemli değil… dese!!! Yok olmaz, incileri dökülürdü hanım efendinin !

Söyleyiş tarzı da çok önemliydi burada! Güzel güzel deseydi ki “Yerleri şimdi sildim, ıslak kayıp düşebilirsiniz, zarar görmenizi istemem…” canımız feda, kuruyunca yine gelirdik! ama o nasıl söyledi “Durun durun durun, girmeyin! Yerleri şimdi sildim, kurusun ondan sonra gelin, ayak izi kalıyor…!” Halbuki farkında değildi, her kaçan müşterinin aslında düşen karları yüzünden kendisini işsiz bırakabileceğinin!

Müşteri memnuniyeti, şirketlerin varlıklarını sürdürmeleri, müşteri bağlılığının yaratılması ve geri dönüşlerin sağlanması açısından çok önemli. O gün yerleri iki kere silecekti belki ama beni ve çevremi kazanacaktı… Sadece güler yüz ve söyleyiş tarzı olacaktı bizi kazanma stratejisi, bu kadar basitti işte müşteri memnuniyeti yaratması…

Müşteri veli nimettir bunu sakın unutmayın. Bu demek değildir ki müşterinin her kaprisine de evet demek zorundasınız! Güler yüzlü ve güzel konuşan bir satış danışmanına zaten hiç bir müşteri kapris yapmıyor, aksine bir sonraki ziyaretinde kendisiyle yine o kişinin ilgilenmesini istiyor…

Ben hayalimdeki elbiseyi İstanbul’da buldum. Her şey istediğim gibiydi, elbisem, ayakkabım, çantam, saçım, makyajım… muhteşem bir gece geçirdim! Yeni hayaller kurdum ve hepsine ulaşmak için çok çalıştım ve hala çalışmaya devam ediyorum…

Acaba o kız, şimdi ne yapıyordur çok merak ediyorum hala?

Sevgimle,

Aysun CAN

HİZMET SEKTÖRÜ · KİŞİSEL GÖRÜŞÜM · KOCAELİ İZMİT · MAKALELERİM · MÜŞTERİ MEMNUNİYETİ · PAZARLAMA · SEVGİLİ GÜNLÜK